abalanzar

Kullanım örnekleri

abalanzar
balance
icon arrow

balance

Phonetic: "/ˈbæləns/"

Part Of Speech: noun


Definition: A state in which opposing forces harmonise; equilibrium.


Definition: Mental equilibrium; mental health; calmness, a state of remaining clear-headed and unperturbed.


Definition: Something of equal weight used to provide equilibrium; counterweight.

Example: Blair thought he could provide a useful balance to Bush's policies.


Definition: A pair of scales.


Definition: Awareness of both viewpoints or matters; neutrality; rationality; objectivity.


Definition: The overall result of conflicting forces, opinions etc.; the influence which ultimately "weighs" more than others.

Example: I think the balance of opinion is that we should get out while we're ahead.


Definition: Apparent harmony in art (between differing colours, sounds, etc.).


Definition: A list accounting for the debits on one side, and for the credits on the other.


Definition: The result of such a procedure; the difference between credit and debit of an account.

Example: I just need to nip to a bank and check my balance.


Definition: A device used to regulate the speed of a watch, clock etc.


Definition: The remainder.

Example: The balance of the agreement remains in effect.


Definition: Libra.

icon arrow

balance

Phonetic: "/ˈbæləns/"

Part Of Speech: verb


Definition: To bring (items) to an equipoise, as the scales of a balance by adjusting the weights.


Definition: To make (concepts) agree.


Definition: To hold (an object or objects) precariously; to support on a narrow base, so as to keep from falling.

Example: I balanced my mug of coffee on my knee.


Definition: To compare in relative force, importance, value, etc.; to estimate.


Definition: (dancing) To move toward, and then back from, reciprocally.

Example: to balance partners


Definition: To contract, as a sail, into a narrower compass.

Example: to balance the boom mainsail


Definition: To make the credits and debits of (an account) correspond.

Example: This final payment, or credit, balances the account.


Definition: To be in equilibrium.


Definition: To have matching credits and debits.


Definition: To weigh in a balance.


Definition: To hesitate or fluctuate.

Web Türkçe-İngilizce Çevirmen

Tek bir tıklamayla kelimeleri çevirin! Türkçe'den İngilizce'ye çevirmenimiz iki yönlü bir çeviri programıdır, anlamların ikamesi için kapsamlı bir sözlük içerir, kelime öbeklerinin ve ifadelerin kullanım örneklerini ve bunların fonetik bileşenlerini gösterir. Tercümanımız, çeviri alanındaki bilgi tabanını sürekli olarak güncelleyen ve son kullanıcı için tamamen anonim ve ücretsiz olarak korurken hizmet kalitesini koruyan profesyonel bir dilbilimci ekibi tarafından oluşturulmuştur. Çevirileriniz sadece size ait!

İngilizce veya Türkçe alfabe, makale veya web sitesinden bir e-postayı, makaleyi veya web sitesini çevirmeniz mi gerekiyor? Sadece bu metni seçin ve resmi çevrimiçi çevirmen haline gelsin! 50 dünya dilinden profesyonel tercümanlarımız var. İşe yarıyor? Tabii ki işe yarıyor! İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!